Nüktedan Dergi Sayı: 14

Nüktedan Dergi Sayı: 14

Ömürler, mevsimler gibi dönerler, Mumlar, yanar yanar, biter sönerler, Yapraklar, sararıp, yere inerler, Toprağa dönerler, farkında mısın?
Şair Cengiz Numanoğlu’nun derin manalar yüklü şiirinde yer bulan dizelerle selamlamak istiyorum sizleri. Her bir satırıyla adeta hayata dair son derece etkili ifadelerle seslenen şairin duyguları, aslında bu sayımızın olduğu kadar, yaşamın da kısa bir özetini taşımaktadır. Bir döngü, kimine göre dolu, kimine göre kısır. Eşrefi mahlûkat, tabiat kısacası her şey bu döngünün bir parçası. Bizler dünyaya kulluk vazifemizi ifa etmeye geldik. Lakin yerine getirmemiz gereken vazifelerimiz de var. Tüm bu vazifeleri kendimize dert edinmemiz şart. Yani bir amaç uğruna mücadele vermeliyiz. Bir hedefimiz olmalı, bir gayemiz. Bir derdimiz ve çekmekten imtina etmediğimiz bir çilemiz. Kaygılarımız olmalı ve tabii ideallerimiz. Uğrunda dağları delecek, engelleri aşacak, sıkıntıya düşecek sevdalarımız olmalı. Tüm bunların sancısıyla yanıp tutuşmalı bedenimiz ve ruhumuz. Özellikle modern dünyanın kişiyi bireyselliğin kıskacına ittiği şu dönemde, bu kaygıları taşıyan insan profilleriyle karşılaşma ihtimalimiz oldukça az. Çünkü sistemin yetiştirdiği insan tiplerinde bunlara yer yok. Kendisini dünyanın merkezine yerleştiren, tek tipçi anlayışın hegemonyasındaki insanın tek derdi yine kendisidir. Kişisel gelişim adı altında yazılıp çizilen kaynakların çokluğu sizi aldatmasın. Onların kitleye olumlu etkisi olsaydı bu hâlde olmazdık. Toplumsal gelişime önem vermediğimiz müddetçe işimiz zor. Önce kişisel gerileyişe her birlikte dur diyelim, sonrasında ileride karşılaşılacak güzel günlerden hep birlikte bahsederiz. 

Muhabbetle kalın.