
Nüktedan Dergi Sayı: 12
Ah, zaman yorgunu günebakan, Güneşin adımlarını sayıyorsun. Gezginlerin yolu bitirdiği yerde, O güzelim altın ülkesini arıyorsun.
Bu sayımızda William Blake dizeleriyle karşılıyor sizi Nüktedan. Zamanı doğru kullananları değil, zamana ayak uydurmak zorunda olanları uyarıyor bir nevi. Güneşin adımlarını saymakla bitiremezsin, çünkü o doğal döngü bir yerde nihayete ermiyor. Her gün farklı açılarda aynı yolculuğuna devam ediyor. Ve ekliyor; herkesin bitirdiği yerde sen hâlâ neyi arıyorsun? Hayatımızda belki bir çok şeyin telafisi mümkün. Lakin boşa geçirilen zamanın telafi edilmesi ise söz konusu dahi olamaz. Ne gariptir ki bir dakikasına dahi hükmedemediğimiz zamanı hoyratça harcıyor, boş hayaller peşinde koşuyor, zamanı değerlendireceğimize zamanın esiri olup kısır döngünün bir parçası haline geliyoruz.Üzerimizdeki bu eylemsizlik halini aşmamız öyle kolay olmayacak. Zamana yenilen değil, onu en iyi şekilde değerlendirenlerin mutluluğunu ve iç huzurunu görmek o kadar zor olmasa gerek. Yeter ki doğru yere ve doğru yöne bakmasını bilelim. Aksi taktirde şiirin son mısralarında ifade edildiği gibi yolu tüm ayrıntılarıyla keşfedenlerin dönüşte bulundukları noktada, siz hâlâ rotanızı arıyor, yolda başınıza gelebilecekleri düşünüyor olursunuz. Zamanın nasıl akıp geçtiğini anlatmışken değinmeden geçmek istemiyorum. Daha dün gibiydi ilk sayımızda sizlerle buluşmamız. Bakın şimdi 12. Sayımızda siz değerli okurlarımızla birlikte olmanın keyfini yaşıyoruz. Dile kolay 12 sayı, onlarca eser, değerli kalemler ve kelâmlar. Akıp giden zamanın esiri olmadan, size ait olan zamanı en anlamlı bir şekilde değerlendirmeniz ve nice sayılarda birlikte olmamız dileğiyle. Sevgi, muhabbet ve hasretle selamlıyorum…