Kelimeleri serbest bırakın ki, rahat cümleler kurabilelim – Salih DOĞAN
Kelimeleri serbest bırakın ki, rahat cümleler kurabilelim
– Salih DOĞAN –
Kelimelerin gücünü bilmeden insanların gücünü anlayamazsınız. Öyle kelimeler vardır ki, kullanıldığı yer ve ses tonu itibarıyla, karşıdakinde büyülü bir etki bırakır. Fırıncı çıraklığı yaptığı dönemde Maksim Gorki, Tolstoy’un bir hikayesini okur. O kadar çok etkilenir ki, kâğıdı havaya kaldırarak bakar. Beyaz kâğıt üzerinde siyah harflerden başka bir şey görmez. Bu saf fırıncı çırağını ve okuyucularını büyüleyen, o beyaz sayfa üzerine yazılı siyah harflerden başka bir şey değildir.
İnsanoğluyuz. Zihin dünyamız kelimelerden kuruludur. Kelimelerle hayal kurar, kelimelerle düşünürüz. Kullandığımız kelimeler, düşünce biçimimizi, oluşan bu düşüncelerde bütün bir hayatımızı şekillendirir.
Mutlu ve huzurlu bir yaşam sürmenin kaynağı güzel düşünmekte, güzel düşünmenin kaynağı da güzel sözlerde yatar. Şöyle bir çevremizi inceleyelim. İnsanların çoğu hayatlarından memnun değil.
Bunun sebebi de günlük yaşantılarında kullandığı kelimelerle doğru orantılıdır. Kullanılan kelimeleri şöyle bir inceleyelim, neyi ifade etmek istediğimi anlayacaksınız. Bizler hayatın akışı içerisinde, belki de farkında olmadan sürekli olumsuz duygular barındıran kelimeler kullanıyoruz.
Beşikten mezara, toplum olarak buz dağının hep üst tarafını görmeye alışmışız. Buna en güzel örnek; hanenin sahibi dururken, hanenin kendisine talip oluşumuzdur. Sonuç olarak arabesk bir toplumun eseriyiz. Bizden öncekiler, dinlediğinde çiçeği bile solduran şarkılarla yetiştiler. Bu şarkılar özünde umutsuzluğu, çaresizliği barındırır. Ayrılık, kavuşamama, ölüm, şiddet vb. unsurlar bu şarkıların temelini oluşturur. Bu sebepledir ki acı çekmek bizim zevkimiz haline geldi.
Oysa Müslüman bireyler olarak bizlere emredilen nedir? Bir Müslüman etrafına bıkkınlık verebilir mi? Veya vermeli mi? İnsanı olumsuz mana da etkileyecek kötü unsurlar Allah tarafından yasaklanmadı mı? Öfkelenmek, bağırmak, hakaret etmek, nefret etmek vb.
Ağızlarında küfrü, kötü sözü eksik etmeyenlerin bozuk ahlakı, kelimelerin insan psikolojisi üzerindeki etkisini gayet iyi açıklamaktadır. Bu sebeple diyoruz ki;
“Kelimeleri serbest bırakın ki, rahat cümleler kurabilelim”
İstenmeyen, nefret edilen bir adam olmamak için, dilimize dikkat etmemiz kaçınılmazdır.
Dilimiz bizim dışa açılan kapımızdır. Dilimiz bizim zenginliğimizdir. Öyle seslere, öyle kelimelere ve öyle lehçelere sahibiz ki, dünyanın neresine giderseniz gidin ne böylesini görür, ne de işitirsiniz.
Bozkırın tezenesi merhum Neşet Ertaş’ı dinlerken, öyle bir “gönül dağı” diyor ki, işte oradaki “N” harfinin sesli yansımasının karşılığını alfabemizde bulamazsınız. Fakat en derinlerde hissetmemeniz mümkün değildir.
Dilimiz bir yanıyla da içimizin aynasıdır. Her ne kadar yüzü ve beden dili insanın karakteri hakkında bilgi verse de asıl ölçüt konuşmadır. Kullanılan kelimelerin içindeki anlam yükleridir.
Bununla beraber seçilen üslup da önemlidir. Sevgi dolu bir üslubu ve seçtiği kelimeler ile acımasız, zalim bir insanın üslubu farklıdır. Birisinin seçtiği kelimeler insanlar arasında bağları güçlendirirken, diğeri ise insanlar arasına nifak tohumları ekip ayrılıklara sebep olmaktadır.
Yahudilerden bir grup Hz. Peygambere gelip, selam veriyormuş gibi yaparak “Esselamu aleyküm ölüm üzerinize olsun” deyince yanında bulunan Hz. Aişe validemiz dayanamayarak, “Ölüm sizin üzerinize olsun” deyince Allah Resulü, “Yavaş ol Aişe, yumuşak hareket et, sert hareket ve çirkin sözden sakın” buyurmuşlardı.
Saygınlık öyle kolay kazanılan bir şey değildir. Eğer çevremizde saygınlığı ve itibarı olan bir kişiliğe sahip olmak istiyorsak üslubumuza dikkat etmeliyiz. Bir adım sonrasını düşünmeden ağzımızdan çıkan sözler, telafisi mümkün olmayan derin yaralara sebep olabilir. Ağzımızdan çıkan her sözü tartmalı ve öyle söylemeliyiz.
Ne diyordu atalarımız;
“Bin düşün, bir söyle”
Velhasılıkelam güzel konuşma bizlere saygınlık kazandırır. Dilimiz bizim dışarıya açılan kapımızdır. Karşımızdakinin nasıl birisi olduğunu da dil sayesinde öğreniriz. Ziya Paşa’nın söyledi gibi; “İnsan bir yere girdiğinde elbisesi ile karşılanır, sözleri ile uğurlanır” Onun içindir ki, konuşurken, düşünürken, güzel şeyler düşünmeli, güzel şeyler söylemeliyiz.
Ne diyordu Yunus Emre;
“Ederse insanı söz sultan eder;
Ne yumruktan ne kılıçtan iz kalır,
İnsan ölür arkasında söz kalır
Sözünü bilen kişinin yüzünü ak ede bir söz;
Sözünü pişir diyenin işini sağ ede bir söz
Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı;
Söz ola agula aşı, bal ile yağ ede bir söz
Kişi ile söz demini, demeye sözün kemini;
Bu cihan cehennemini, düzelte bir güzel söz”
Muhabbetle kalın…