GERÇEK BİR MÜNEVVER “MÜNEVVER AYAŞLI” – Fatma Gülşen KOÇAK

GERÇEK BİR MÜNEVVER “MÜNEVVER AYAŞLI”

– Fatma Gülşen KOÇAK –

Münevver Ayaşlı, Osmanlı kültürünü Cumhuriyet dönemine taşıyan, köprü vazifesi gören değerlerimizden birisidir. Şehir kültürüne vakıf son İstanbul hanımefendilerindendir. Osmanlı’nın inceliklerini, güzelliklerini yeni nesillere taşımakta büyük bir vazife görmüştür. Yalnızca sohbetleriyle değil, yazılarıyla da edebiyat ve kültür sahasında büyük bir sorumluluk üstlenmiştir.

Hatice Münevver Ayaşlı, Pertev Bey’in Üç Kızı, Pertev Bey’in İki Kızı, Pertev Bey’in Torunları adındaki romanlarıyla, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e intikal eden bir ailenin hâlini anlatırken; Dersaadet, Ondokuzuncu Asır Kıbrıs ve Fetvası, İşittiklerim, Bildiklerim, Gördüklerim adındaki kitaplarıyla da yakın tarihimizi, okurlarına aktarmıştır.

Necip Fazıl, Abdülhak Hamid, İsmail Hami Danişmend gibi birçok ünlü ve önemli ismin yakın dostluğunu kazanmış, sohbet meclislerinde bulunmuştur.

Münevver Ayaşlı, İstanbul’u yaşayan, anlayan, içselleştiren bir yazardır. Şehre ait bahçeleri, sahil sarayları, sahabe kabirleri, şairleri, konakları ve yalılarıyla İstanbul’u da yazmıştır. Şehrin tarihi yanında, özgün bir yaklaşımla felsefesini de yazar.

İmparatorluk çocuğu

Bu topraklara derin bir sevgiyle, aşkla bağlı bir aydın olan Ayaşlı; kaybedilen topraklarımıza dair üzüntüsünü şöyle ifade eder:

“Ben bir imparatorluk çocuğuyum. Şöyle ki Manastır’dan Sarıkamış’a, Hopa’ya kadar Türk bayrağı altında, pasaportsuz seyahat edilirdi. İlk mektebe Halep’te gittim. İkinci mektebe Beyrut’ta devam ettim. Binaenaleyh şimdi oraları başka bayrak altında görmeye el’an tahammülüm yoktur. Selanikli olmam, babamın askerî vazifesiyle vuku bulmuştur.”

Yahya Kemal sevgisi

Şiire ve şairlere dair bilgisi geniştir. İstanbul’u aziz olarak gören Yahya Kemal’i sever. Şairle ilgili görüşleri şöyledir: “Yahya Kemal Beyefendi’yi başkalarına nispetle az görmeme rağmen, iyi tanıyabildiğimi, hiç olmazsa büsbütün başka bir zaviyeden görebildiğimi zannediyorum. Kendisinden şiirleri kadar, Osmanlı tarihini dinlemek de bir ömre bedeldi. O yeni baştan feveran eden bir yanardağ gibi Osmanlı tarihini anlatıyordu. Osmanlı tarihinde geçmiş en küçük hadise bile onun dilinde bir destan, bir efsane, bir şehnâme oluyordu. Allah’a şükür Yahya Kemal bugün de yaşamaktadır. Fakat bu lisan meselesi yüzünden onun da bir müddet sonra unutulmaya, okunmamaya mahkûm olacağını düşünerek büyük bir üzüntü duymaktayım. Yahya Kemal büyük şairdir. Herkesin şairidir. O, şiirlerini bütün edebiyatseverler, bütün şiirseverler için yazmıştır. Binaenaleyh ne kadar okunur, sevilir, yayılırsa o derece iyi olur.”

Örnek ve öncü baba

Annesi, Hüsrev Paşa’nın yetiştirdiği ve eğittiği Çerkes Abdi Paşa’nın kızı Hayriye Şerife Hanım, babası ise Ali Rıza Paşa’nın oğlu Miralay Tayyar Bey’dir. Münevver Ayaşlı, mutlu bir çocukluk geçirmiştir. Özellikle babasından gördüğü şefkat ve sevgiyi hiçbir zaman unutamaz. Kendisine “Münevverim” diye hitap eden babasından manevi duyarlılık, ibadet aşkı, Allah ve Peygamber sevgisini kazanır. Ayaşlı’da baba figürü kuvvetlidir. Babasıyla ilgili ifadeleri naiftir:

“Babam kanepeye uzanır, kitap okurdu, yeşil kaplı bir kitap, hep aynı kitabı okurdu, belki bütün ömrünce aynı kitabı okumuştur, arada bir başka kitap da alır okurdu, kırmızı kaplı bir kitap… Benim en büyük arzu ve emelim büyüyünce, okuma yazma öğrenince babamın okuduğu yeşil kaplı kitabı okumaktı… Büyüdüm, yazma-okuma öğrendim, lakin yine babamın okuduğu yeşil kaplı kitabı okuyamadım, zira kitap Arapça idi. Muhiddin-i Arabî Hazretleri’nin Fusûsü’l-Hikem’i, arada bir de eline aldığı kırmızı kitap ise Berlitz Mektebi’nin Almanca öğreten kitabı idi. Arada bir bu Almanca kitabı okuması, Şeyhü’l-Ekber’in derinliğinden dünyaya dönmek için idi.”

Gerçek vatanseveri tanımak

Necip Fazıl, Ayaşlı’ya ilginç bir testten bahseder. Üstad şunu der:

“Ben vatanseverlik ölçüsü olarak bir test buldum. En koyu vatansever görünenlere soruyorum, ‘Abdülhamid Han’ı sever misiniz?’ Böylece onu sevenlerin gerçek vatansever olduğunu anlıyorum.”

Ayaşlı da üstada şu cevabı verir: “Ben bu teste bir ilave daha yapmak istiyorum. ‘Necip Fâzıl’ı sever misiniz?’ diye de sormak lâzım. Verdikleri tepkiye göre vatanseverlik ölçülerini tespit edebilirim.”

Üstat’ın, kalemiyle cihat ettiğine inanan Münevver Ayaşlı, bir ara şairin çok sıkıntıda olduğunu duyar ve aldığı emekli maaşından bir miktarı kendisine götürür. Ancak Üstad’ın çok sinirli bir zamanına tesadüf ettiğinden kendi ifadesiyle, “dayak yemeden canını zor kurtarır.”

Edep timsali

Ayaşlı’nın yakın çevresinde bulunmuş yazarlardan olan Salih Suruç, yazarın edebini anlatırken herkese, özellikle edebiyatçılara örneklik taşıyan şu hatırayı anlatır:

“Münevver Ayaşlı tevazu sahibi bir insandı. Kendisinden bahsederken ‘Ben fakir Mevlevî fukarasından Hatice Münevver Ayaşlı.’ derdi. Bir de en çok ‘kuzum’ kelimesini kullanırdı. Gönül dünyası çok zengin bir insandı. Yalısı, bazen mescid, bazen eğitim yeri, bazen zikirhane olmuştur. ‘Ya Hz. Mevlânâ’ ve ‘Edep Ya Hu’ tabloları asılıydı duvarlarında. Ancak ‘Edep Ya Hu’ yazısını birçok yerde görebilirdiniz. Bunun hikmeti nedir, diye merak ettik ve sorduk. O şöyle cevap verdi: ‘Edebin kendisi kalmadı, bari yazısı olsun. Belki birini okumayan diğerini okur.”

Müktedir olmak

Münevver Ayaşlı, yakın tarihi çok iyi bilen ve önemli tespitleri olan biridir. Ayaşlı, “Her iyi idarecinin ardında manevî bir güç olmuştur. Eğer bu manevî kişiler olmazsa, iktidar olsanız da muktedir olamazsınız.” der.

Eğitimi

Asker olan babasının görevi münasebetiyle imparatorluğun çeşitli bölgelerini dolaştı. College de France ve Şark Dilleri Okulu’nu (Fransa) bitirdi. Arapça ve Farsça öğrendi.

Ayaşlı’yı kaybetmek İstanbul’u kaybetmektir

Kültür ve medeniyetimizin izini süren Münevver Ayaşlı, 20 Ağustos 1999 tarihinde İstanbul’da Hakk’a yürüdü. Beylerbeyi Camii İmamı Memduh Süzer cenazede yaptığı konuşmada, “Biz aslında Ayaşlı’yı değil, İstanbul’u kaybettik. O, nezaketiyle, edebiyle, güzel Türkçesiyle, izzet ve ikram titizliğiyle İstanbul’un son taşlarından biriydi.” diyerek aslında binlerce insanın ortak hissiyatına tercüman olmuştur.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir